Rehberlik
KONUŞMA PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE VE ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER
- Aile ve okul ( öğretmen ) çocuğun değer verildiğini, sevildiğini her fırsatta hissettirmelidir.
- Çocuğun kendini rahat ve güvende hissetmesi sağlanmalıdır. Çocuk konuşma sırasında, ailesinin ve öğretmenlerinin vereceği tepkiler konusunda kendini güvende hissetmelidir. Kendisine kızılmayacağını, eleştirilmeyeceğini ya da başka sert tepkiler almayacağını bilmelidir.
- Konuşmaya teşvik edilmelidir.
- Çocuk konuşurken kekeleme vb. gibi durumlarda konuşması düzeltilmemeli, onun adına konuşulmamalıdır.
- Konuşma sonuna kadar sabırla dinlenmelidir. Ayrıca konuşma sırasında onu cesaretlendirecek tepkiler verilmelidir. Dikkatle dinlenildiğini gösterecek jest ve mimikler yerinde kullanılmalıdır.
- Konuşma sırasında çocuğun konuşma şekline değil, konuştuğu konuya dikkat edilmelidir.
- Konuşurken dudaklara değil gözlere ve karşılıklı yüz yüze bakılmalıdır.
- Çocukla konuşurken kısa ve anlaşılır cümleler kurulmalıdır. Cümle çok belirgin olarak söylenmeli ve ağızdan çıkışı çocuğa gösterilmelidir.
- Çıkaramadığı sesler üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Heceleme şeklinde okutarak ve konuşturarak sesleri belirgin çıkarmasına yardım edilmelidir.
- Çocuğun başarısız ve hatalı olduğu durumlarda onur kırıcı, kişiliğini zedeleyici davranıp eleştirilmemelidir.
- Doğru söylediği her ses ve hece için takdir edilip cesaretlendirilmelidir.
- Sınıf ortamında ve aile içinde başarılı olabileceği sorumluluklar verilmeli, başarılı olma duygusu tattırılmalıdır.
- Sınıf içinde yapılan kutlamalarda çocuğa sorumluluk ve konuşmaya yönelik aktif görevler verilmelidir.
- Evde yüksek sesle şiir ve kitap okuma, bir konu üzerinde konuşma, bir olayı yorumlama, bir öyküyü anlatma vb. çalışmalar için uygun ortamlar hazırlanmalı, okul ve aile bu konuda işbirliği yapmalıdır.
OKUL FOBİSİ (KORKUSU)
Okul fobisi kuvvetli bir endişe nedeniyle çocuğun okula gitmeyi reddetmesi ya da konuda isteksiz görünmesidir. Okul fobisi olan çocuklar okula olan isteksizliklerini tipik bir biçimde fiziksel yakınmalarıyla dile getirmeye çalışan bu nedenle kendilerini evde tutmaları yolunda anne babalarını ikna etmeye çalışan çocuklardır.
Ev ortamından ayrılıp değişik bir dünyanın kapısını aralayacak olan çocuklar kişilik ve beklentilerine göre değişik tepkiler gösterirler. Bu yüzden çocuklardan 4-5’i bu tepkiyi okul fobisiyle ortaya koymaktadır. Çocuk okula gitmek istemez, zorlanınca büyük tepki gösterir, bu durum okulun ilk gününde ortaya çıkabileceği gibi herhangi bir zamanda da ortaya çıkabilir. Çocuk bir gün birdenbire okula gitmek istemez. Zorlamalar karşısında endişe duyar:panik içine girer, midesi bulanır, kusar, başı döner, ağlar, gitmemekte direnir. Bazıları zorlamalara dayanamayıp yola çıkar, ya yarı yoldan döner, ya sınıftan çıkar eve gelir. Başlangıç bazen sinsidir. Ön belirtiler günlerce sürebilir. Çocuk neşesizdir, uykuya dalmakta güçlük çeker. ıştahı kesilir, ödevlere karşı ilgisi azalır. Her sabah bedensel bir yakınmayla uyanır. Başı, karnı ağrır, midesi bulanır ve bir gün okula gitmeyeceğini söyleyiverir. Neden olarak öğretmenden korktuğunu ya da arkadaşlarının kendisini rahatsız ettiğini söyleyebilir. Bazı çocuklar ise söyleyemedikleri bir korkudan bahsederler. Çoğu zaman evde rahattırlar. şiddetli vakalarda çocuklar evde de huzursuzdurlar. Bağlı ve bağımlı oldukları aile bireyini bir yere bırakmaz. Kronik anksiyete içindedir, hiçbir şeyle oyalanamazlar. Belirtiler genellikle okula gitme zamanında yoğunlaşır. Okuldan ayrılma vaktinde azalır ve daha çok Eylül, Ekim aylarında ortaya çıkar.
Çocuklardaki okul fobisi kaynağını aileden alır. Çocuk aile içindeki güvenini, düzenini, özellikle annesini kaybetme korkusu içine girer, bu korku çocukta bilinç düzeyine gelemez ve çocuk bu korkuyu okula yansıtır. Korku tüm okula karşı olabileceği gibi okuldaki herhangi bir çocuğa ya da öğretmene, herhangi bir derse karşı da olabilir. Okul fobisi olan çocuklar kendine güveni olmayan, kendi kendine bir iş yapamayan, anne- babaya bağımlı, sosyal ilişki kurmakta güçlük çeken ve utangaç çocuklardır. Daha aşırı hallerde; bu çocuklar evden dışarı çıkmaktan kaçınırlar ve devamlı üzüntülü görünürler.
Okul fobisini şu şekilde sınırlandırabiliriz:
1- Çocukta ilk defa okula gitmesi istendiği zaman görülür.
2- Çocuk duygusal bozukluklar gösterir. Çocuk okula gitmek istemez. Zorluk gösterir. Bu zorluk uzun süre okula gitmeyen
- Aşırı korku
- Sevinç ve üzüntü arasında gidip gelmeler
- Herhangi bir organik nedeni olmayan bedensel yakınmalar gibi
3- Okula gitmeme anne- babanın bilgisi dahilinde olur.
4- Çocukta herhangi bir bozuk sosyal davranış görülmez. Örnek: çalma, yalan söyleme, cinsel bozukluklar ya da saldırgan davranışlar gibi.
Okul fobisi, ana okuluna giden, ilköğretime yeni başlayan çocuklarda sık görülür. Lise çağında da görülebilmektedir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalmasına rağmen tedavisi güçleşmektedir.
5-10 yaşları arası çocuklarda sık görülen okul fobisi, aile tarafından şımarıklık ya da düzmece bir hastalık olarak algılandığı için kronikleşmektedir. Kız çocuklarının %12.3’ünde erkek çocukların %9.5’inde okul fobisi olduğu tespit edilmiştir. Korkunun yol açtığı psikolojik sorunlar ve davranış bozuklukları ileri derecede olduğu ve tedavi edilmediği taktirde bu durum onların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.